6 Mart 2010 Cumartesi
sömür'GEN'i..
..
tek kelam etmiyeyim etmiyeyim derken bile ettim.
pek lüzum yok sana, pek luzüm yok
( 2 zikredişle kelimemde ü ve u yer değişirse dikkatin dağılır mı yoksa toplanır mı denedik?)
yani sözüm varken karşında ne kadar da yok?
gözünde olanlarda pek gözüm yok..
paramda yok,pulumda yok..varsada hevesim yok.hevesim varsada sana yok,hevesim arsada harita yok..harita varsada bana yok..
solungaçım yok ama.. sen solundan solundan gaçtın ya hemAN bu yanımdan ..ama ben sağa ne dedim?..
sazan gibi atlayamıyorum toprağa.. dalamıyorum hayale hayaldende gerçeğe dedim mi dedim.çünkü ben zaten gerçeğin çemberindeyim kestirme denilen uzak yolu sevmedim.
sezer gibi başkan olamıyorum iyiki dedim mi dedim.adımdan kaybettim bu sezgisizlikle onun gibi ferdim mi ferdim.. neferdim.. sen bana ne ferdin?ben sana ne ferdim.. sen benden ne aldın sen benden ne çaldın..
hakikatte çiroz olup adı TOMBALAK GÖBEĞİBÜYÜK olanlardan..midesini cepte taşır mide adını kulağına fısıltıyla çöp koyar sorada cebinide,çöpünüde taşırır olanlardan mıydın ne?
çalıcı idin..alıcı gözle bile bakamadan..
realiste liste liste.. bir gram yok yağ ona buna.
kimse yok yaa ondan haa..
yoksa art niyetli beyninde çenende durmaz..
sevmedim seni onu,bunu,kimseyi ..başta sevdimse sonunda sevmedim önemli olan sonlardı.. ..
herkes kötü.herkes iyi.herkes orta işte diye.
bende kötüİYİorta işte.ama bitişmiş o kelimede en azından ortası iyi olanlardan işte..
hatalısı var hatasızı var.hatadan sızısı olmayan var.
yüzü kızarmayan var kırmızı yüzlü olsa bile kızaramayan var kız arasada bulamayan var....
kötü taklit yapan var.taklit denileni zaten kötü bulan var.gerçeğini anımsatıyor diye taklitle avunanı sevineni var..maskeler diyarında. bense maskları eledim..yalın yüzümü bile törpüledim..
işte bu taklit en büyük zamane taktik..zaman geçti tiktak dikkat dikkat .dik kat kat.. bu dünya evinde kaçıncı kat?..şimdide mARKAMda taklim
arkaMda nefsin..
malesefsin esefsin kınanacaksın..kınalı ellerle..yada bi yerlerle..
bir kat aşşağıda yatıyorum amma herkesin başına ekşiyorum
geldim bide kendim için zevkime öldüm.ölüm kelimesinde doğdum en çok onu sevdim..sevilmeden yaşadım sevilerek gömüldüm..
kendim yemdim gördüm..uzak uzak gönüllere döndüm..öldüm öldüm diye lafımı bÖLDÜM..
sevilen mi oldum hatırlanır oldum kıymetbildin şimdi.çiçeğim mi varmış toprağıma gömülü
senin hediyen mi kurtlarda cabası.. arılar mı hediyen..senin olsun
serin mi oldu rüzgar mı geldi mezar başında ceryan mı çarptı..aman allahım
yaşamda buymuş merak ette çatla..hakkın mı vardı bende diye cevaplamadan ben mefta..işte meraklarının cevapları muamma.
kısacası bu alem seni yaktı kavurdu..
cehennemin dünyanda sense hala hangi havada vaad edilen daha sıcak cehennemini bekliyor ben zannediyorsun hawaiden yazıor..?
yazılarım anlamsızlaştığında anlıorum ki hayatımda çok mana var yazılar alaca bulaca olacak kadar karışıklığım var..ama çözüm ne zaman.. belkide en karışık noktaya vardığımda.en karışıkken noktaya vurup kaldığımda.
YZN;eLLahza tiryaki ve kalemiti jeyni..(kalemimin ismi )
dELLY'nin oda orkestrası
bir orkestra şefiyim
üzerimde karalar,jantiyim bu gün yine,parlıyor siyah rugan ayakkabılarım
gözlerim kamaştı toz kondurulmayacak yüceliğimden..
bir ilkim yine bayanlığımla ..çok konuşanlar orkestrasına şefim bugün..
gerile gerile geldim sahneye..
fragımın arkasını uzun yaptırdım neden mi?
bi yerim kalkık dolaşırken o bi yerimi saklasın diye
bu arada gizli mütevazilikle kendimi yeniden yücelttim..
(he en dibe itilemeyen dip not ; zaten sen hiç arkası kısa yaptırılmış frag görmüş,duymuş muydun daha önce ....hadi hadi adapte sorunu yaşama alış artık bol parantezli yazılarıma)
ellerimi kıtırdattım..
ve şimdi sopamla diyorum ki dikkatlere; 'aman ha not zeval' ..
NOT'A' masama 3 kere tık! tık! tık! başlıyalım şu müziğe artık!
kemanlarım çalıyor inceden gıy!gııy!gııyy!
ÖYLE güzel çalıyor ki ÖL! YE!
ne o çirkin mi geldi,dur dur, bu daha satırdan sese geçmemiş;ağzımla satıra döktüğüm şu tezattan doğurduğum akor sesim idi..
duyan var mı heeeeey duyan var mı sonatımı?
son ATı mı duydunuz mu,gördünüz mü?
koşuyor işte burada sizler için son sürAT...
arkama bakamam bulunmaz hint kumaşı giymiş halimle,bu burnu kalkık havada iken ses verin..
ses veriyorum dedim başlarken ya...şimdi ses istiyorum dedim..
lütfen demeye alışık değilim şefken..
emirimle idare edin..LÜTFEN!..
birileri bana baktığını söylesin ordan yeter ...
mikrofon ayarları mı bozuk..
sahnenin perdesi mi kapalı kalmış ..
playback bandımız mı kopmuş backte bi yerlerde..
backle backle düzelir birazdan elektirikler gelince....
tamda ben konser verirken elektirik kesilir
konser olur konserve ama konserve olmuyor bi türlü kon.serveT
(neyseki sanatı para için yapmıyordum ondan bir satır dışında moralimi maddiyatla bozmuyordum)..
kaldırıyorum bunu buzdolabının en ücra köşesine ..
buz gibi yürekleri donduruyor bu seslerim diye..
nerde akın akın insanlar hani..
halbuki bende izlenecek kadar akım pakım öyleyse akım akım bakın! bakın!
yoksa hiç bilet satamamış mıyım..
insanlar yan salonda neyi seyrediyor..
rekabette yine ezilmişmiyim?
reytinglerde yine yerde mi sürünüyorum...
ne bu sessizlik müziğimin içindeki neeeeeeee?..
alkışlasın birileri beni alkışlasınlar artık ,büyütsünler artık insanlar arasında küçük kalmış benii ..
yoksa ben büyütürüm işte böyle beni..
ama yanlış büyütüyorum baksana egoyla büyüyorum L.EGO ile oynuyoruz diye mi ta küçükkenden....
yok mu yardım edecek..
yok mu bir seyircim
bir alkışçım benim şu dakika dilenen vasıflara geçmiş sanatıma
kendi içimdeki sesler mi anca bu yönettiğim yoksa
kendi kendime işittiğim sonu gelmeyen notalarım
sonunda bir ES payı verdi birden camdan ESinti geldi diye mi bilmiorum
açtığımda gözlerimi
bu beyaz odadaydım
neden beyaz
beyaz bir hiçliği anlatıyor henüz hiçbirşey yok..
bir umudu,bir hayal dünyasını ortaya koyabileceğin her yer beyazda başlar
renkli boyaları süreceğin bembeyaz bir tual..
kıymetli dizelerini,satırlarını,yapıtlarını yazacağın bomboş bir kağıt..
banada bişe hayal et diyorlar işte burda.
elleri kolları bağlı iken bile hayal et bişeylerini..
düğümlü kollarımla
en marka yapmış vasıflı delilere ender üretilen gömlek ve ben..jantiliğimin esas yüzü bu ne yapayım yani...
herkese tahammülsüz gibi görünsede deli gömleğine tahammüllüydüm.tahammülümün gerçek yüzü bu gurur duymayım mı yani.
karşımda bir ayna
beni yine yalnız bırakmayan bakışlarda konuşuyor...müziğimi bölen suçlu o..
bir seviyorum bir sevmiyorum onu..
kendi benliğim diye seviyorum,başka seveni olamıcak diye seviyorum..
sevilmeyi hissetsin az buçuk diye seviyorum..
hep bakıyor bana orda sevmiyorum işte böyle anlarda
işte kırıyorum onu müziğimi bölen saygısız bakışlarda diye
ve şimdi o bir bakan,bin ayrı parçadan bakıyor bana..
elifler bölünüyor aynalarda
içimde paramparça olmuş elifle bütünleşmiş görüntü bu ha keza
ağlıyorum odamda bir o vardı orkestramda
birde sıkıldıkça metalleriini kemirdiğim üzerinde uyuyamadığım yatAK..
korkuyorum ondan korkuyorum oda beyaz diye
korkuyorum ondan hayallerden uykulardan korkuyorum diye..
gerçek uyumamakta diye uyumadım günlerce
ondan şimdi kelepçe ile bağlanıyorum bu yatağa bu gerçeğide o yerde sızıp kalıp görmiyim diye
bu parmaklıklar ardında herkes hayal et diyor,o zaman güzel dünya,
uyu masallı masalsız,zamanlı zamansız..yeterki uyu..ve gerçeğe göz kapa..
ama hala uyumuyorum aklını yitirdi deselerde halbuki ben aklımı kolluyorum bitmez gece bekçiliğimde gece çalmasınlar onu diye..
yine başladı o artık kopması gereken gıcırtılı tel gıygısı..
şimdi rahatsız ediyor demin huzur veriyorken ah aslında bu bişeylerin kaygısı..
tını mı tını tınıdık olabilir ama tanıdık değil bu çalan..
şu bana açılmış demir parmaklı pencereden bakarken ben,o müzik şimdi değişik çalıyor halbuki yine şef benim ..neden karıştı bu denli müziğim.
bu notalar,bu yapıt,bu ses karmakarışık şimdi bu bu evet sen.çünkü bu senin sesin,bu senin sen.fonun,bu senin sen.fon.in..
bu odada yalnızlığımda senin sesin bana çok çok uzakken uzakta iken (senfonOUTken) senfonİNimde (taa içimde böyle ızdırapla işte)..
hayır hayır sessiz ve hareketsiz kal yine..bir orkestraya iki şef olmaz.
istersen ipteki cambaza git eşlik et orada oynayabilmen bile daha mümkündür..
ben istemedikçe bozuk plağa mı alıyorsun
ne başa sarıp duruyorsun
tekrar dinliyorum rahatsız etsede lanet olası ritme böyle sayende alışıyorum işte ..
benden daha mı iyi çalıyorsun ne..
dayanamıyorum benden daha iyilere.
ilk anda kötü demem çok iyi olduklarından korkmamdan zaten hep..
çalma artık çalma ..çalma dedim bir inat..oh iyi oldu şimdi
gidip kopardım tellerini,gidip patlattım davullarını.. zurnaların deliğini tıkadım.yılanlar şimdi vızır vızır çıkamıyor sepetlerden sayemde..
yeter çalma diye diye akorları bozdum.. korları bile yaktım.
ve çok yoruldum bertarafım sahneme oturdum
biri bile dolmamış konuk koltuklarıma baktım
heryer boş ama protokolde biri var hemde ayakta alkışlıyor
kim ki karanlık orası seçemiyorum
nolur düşündüğüm kişi olmasın derken yine olamaz o yine işte ben...
son sözüm sana bu odada benim şeff.benim dedim bennn.. boşuna kendimle delirmedim.
daha fazla konuşmaaa orkestramda..daha fazla ilham olma şu or..KES..dramında..
bugün 24 eylül melül melül bu boş satırları yazdı ELÜL..
kopan iplikte,kolpa diklik,kafaya diktik.
BE-TERS BÖCEK;
öyle dik kafalıydım ki sürekli yaralandım..yaralardan sora diktim durdum kafamı .sonunda diklim baş duruyordum diğer insanlara karşı ters duruşum bu durumumdan..
aşk kuaförüne gittim bişeyler kırptı kalbimden sağdan aldı soldan aldı derken yeni bi model sundu şimdiki modaymış bu kalp usturayla sıfır numarada..şık mı dersen bence rüküş ama rahat mı dersen çok rahat..
yzn ;elAF yok!
süzüm süzüm sözüm
sesi gidenlerin anısına
kanlı kulaklıklarımda,zehirli müziğinizle dinledim sizi,bir ölüm şarkısı dinlettim şimdi de end olsun diye yine nihavENDD makamımdan;
koşup,kayıp,kırdım yanaklarımı
bir daha ruhuma gideni öpmesin diye başkaları
kovulmak artık bu dizedende,adı kovulasının kaderi bahtı
son kez ardına baktı
hiddet mi vardı, şamata mı,kargaşa mı vardı,anlama kavuşturulamayacak anlamsızlıklar vardı..
yaşlara kan mı karıştı?
yürüdü bu kan davası,aldı başını ,yaşımca kanım oldu şimdi..
ama şu yalnızlık edebiyatını anlatmaya çalışan;
onları alıp alnına sadece süs olarak yapıştırdı..
kanılarım,tespitlerim,hepsini tespihe gömdüm.
sabır suyuna benzin katıp yaktık..
sora yanan ateşi,buz tablalarının arasında nefessiz bıraktım..
sönsün! sönsün!sensin yanan!ateşin sönsün!
demekki ne yanmalara,ne yanan bişeye alışık değilim
güneşe gidenler varken güneşten kaçacağım her kıyametimde.
ışık istemiyorum ben,yarasa misali karanlıkla yaratılanlardan ben..
git dedi kovan ses; git başımdan!
bu kapıda aralık ayını çoktaan geçti.
rüzgarlar deliğinden bile esemiyor sana...
ama içeri girsen;sana,kendine zararlı fırtınalar esiyor..
peki dedim peki..son kez kovulacağım hudutlarda dolaşıyorum
sattın mı bütün arsalarını? sat! sat !
içindeki arazilerden üçe beşe kalmasın.
ne varsa alsınlar senden,sen işleyemezsin o bahçeleri
çünkü kendi arazine dahi bahçıvan değilsin
senin bahçıvanlarına bile şekil veren benim dedi benliğin..
bahçıvanım hep bahçesinde bekledi ama hep bi kepçe .çiçekleri tamda ekecekken...
kürek yedi,balta yedi,kazık yedi,kaçtı bahçeden şimdi.
halbuki dediler ki neden sattın arazilerini? (kim mi dedi?)
içimde baş kaldıran; aha! yine asi bir elifler cumhuriyeti
bu çokca medeniyetten yoksun olmuş,medeniyeti kurmak; çok kolay..
bir o kadar yalnız,bir o kadar ucuz, yönetici ve yönetilen;
işe yaramayanlarla yarayanlar aynı devlette,yine aynı kimse ; bir tek o elif.bir tek elif o..(elif bir ve tek demek ya o o aslında..).
bu cumhuriyet ne kadar ileri gider ne kadar geri ??
asıl benliğini bilmeyen her benlikli küçük küçük,küçük görülen eliflerle.
kendi içinde acı çeksede,müttefiksiz ayakta kalır mı artık?..
kalacak..kalacak yeri olmayana kadar hiç değilse toprak anada çadır kuracak..
ben ancak ondan kovulursam artık atık olmuş çatır çutur gamlarımı yemem
'kovan kovan ballar içinde erisem! çok tatlı bi ölüm olurdu..'
işte şimdiki manam bu..
'kovanlar arasında eriyorum' ama tad bulamıyorum..
son söz; tmm tmm tek kelam etmeden daha gidiyorum..gitmem istensede istenmesede git diyen dudaklara hay hay deyip kafa sallıyorum..
ama tek kelam edebileceğim tekrar ümid edilmesin
..işte ben asıl o zaman dönüş biletimi yırtıp giderim....
07 eylül 2008 pazar saat:17:37
yazan ;bu dünyada sadece bir E.T. parçası..
EN -kaz' sensin..
ah dünya ah dünya
yanıyorsun gazın mı çok
sönmek için dönüyorsun
ne için ne için yar dönüyorsun
ney sen niçin için için yakıyorsun
çalınınca beynimden niye vuruyorsun silah mısın kurşun musun kulağıma
mevlana mevlana niçin yar sen dönüyorsun
dünya döndükçe anlanır mıydı sen döndükçe birgün dünya durulurda durdurulur muydu
ya bakma yar sen bana bakma yanıyorum yanıyorum başımdır bu sora yanarken dönmeye başlar döndüğünde yanar..
yar dönme yar dönme gittin gidiorsun madem dönme...
yaşamın kıyısındayım yaşamın kuyusundayım
onlar döndükçe aşık olanlar döndükçe..
ölümün yarısındayım
bu diyardan usanmaktayım
toplumlar geçti
yaşlar geçti
bir ömür geçti
bir kalem geçti kağıttan
ne darbeler vurdu bana sana
senin sözlerin bana hep bomba
ve sayenizde hep bir devir enkazdır bu dünya.
şimdi dönmesin hiçkimse geriye bitsin artık bu dönence..
KUYUSUNDAN ÇEKTİM..
sat-ılık lık lık..
E.T.NİN KOPUĞUN İLAN MECRASI
SATILIK KALPLER VAR UMUTLAR VAR DOSTLUKLAR VAR ALAN VAR MI ?
(farkındayım cok alan olucak cünkü herkez satılmısları kullanıyor hayatta ) biraz reklam lazım tabi doktordan desem yeter mi ki?..çok vurdum çarptım gömçürdüm ama tedavi ettim sürekli..tedavi olmaya alışmışlıktan doktor olmuş kendi kendine..