19 Ocak 2010 Salı

Süklüm Püklüm bağı

Bu ara içime öle kapandım ki içimde dışımda zaten kapanıktı,kapanık ortama nasıl kapandığıma şaşırdım hangi aman veren delik ihtiva edebilmiş ki bir yerlerime yinede girebilmişim diyebildim amiyane falan filan takmadım hiç yazarken s.kt.r ettim her şeyi ama yinede iki harfi küçük noktalarla sansürleyebilmişim yine de boşverememişin yazık be elif dedim elifin e sini küçük yazdım çoğu ayrılacak imlayı ayırmadım..küfredenlere bugün kızmadım,sismik hanzo dedektörümü bugün kapadım. bugünün gelen fake profil isteklerine dil uzatmadım falan yutmuş gibi yaptım onları,ne ekşi sözlükten beslenmek istedim seruma koy dedim relax takılma endişesinle yazılmış tüm tanımları, nede edebiyatın bayatlarına saldırdım bu ara. ilginç bi dünyaymış böle dedim.sessiz oturaraktan özre bile köse-r kimseleri sallayaraktan hayatımdan .bileklerim falan ağrıdı balkondan sirKELAMyuss işlemlerinde selamsızları ...şimdi el bile sallamadım düşenlerin ardından kaybolana kadar sadece baktım trabzondaki trabzandan.. Bu ara gel diyen çok gitme diyen çok hatırla diyen çok unutma diyen çok . hatırlatma dürtüğü sempozyumu içeren en görkemli fasulyete toplantılarına bile gecikiyorum bu ara.üstüm başımda,başım altımda çıkıyoruma afedersiniz toplum hamillerine.öle bir ihtimamsız serkeşliği göze seriyorum kırıntı olmasın diye kiminin kalbine bazı bazı yani.sora üstüne basıp gırgırla gırgırlamadan ezen çoook,günah falan olur diyorum bariz kocaman günahtan sakınmazken,küçümen günaha titriyor gibi yanlarında oluyorum öle böle mükemmel-SİZlikle mükemmele yakın olurum diye sizle yanlarına gidiyorum yubarnah masa toplantılarının.süpürüntü vaziyette ayaklarımı sürüyorum saçımı süpürge edemesemde birilerine,yeni çizme tavanlarıma bu sene kendim için kastım var kıyabiliyorum.orda burada iki adımda bir oturuyorum yada daha beteri oturarak yürüyorum..emeklemekse zormuş iki de el çalıştırmak falan gerekecekmiş ona.. omzum fena ağrıyor yüksüz yüklülükten,yüzsüz yüzlüler gibi. ‘bana ne,bana ne!’ diye hiçbir inat sebebiyle yukarı çıkıp inemiyor sanırsın omzun ayağı varmışta ayağını kırmış. Zavallı omzumzum!zum! yakın çekime iniyorum şimdi.ne var orada..sağlıksız beslenme..bir öğün yiyorum .. pilavla bile ekmek yerken evvelceden şimdi ekmeksiz gün geçirebiliyorum.ama ikisi de insanları şaşırtabiliyormuş.. ikide üçte dörtte beşte Allah hangi saati verdiyse falan kalkıyorum uyku düzeni bozukluğu diyorlar buna çok bilimsel görüşlüler lakin bozuk paranın kumbarasıda çok ses getirebiliyor.bozuk denen şeyde yeni bi iyi bi icat aslında da bilmiyorlar.onların kıymetini en çok bilen tamirciler olsa gerek.. eski hazırlıktaki İngilizce kompozisyonumu okuyorum yüzüm kızarıyor I get up early falan demişiz bir günde neler neler yapıyormuşuz işte o günler yüzümü kızartıyor anladığının aksine niye yorulmuşum ki aferim şimdiki günümde hiçbirşey yapmadığını anlatan bu HOMEPOZİSYONuma.çünkü yaşam böle bi pozisyondan ibaretmiş asıl com.positionda ..ben beşte kalkınca hava yine yatmak için kararmış oluyor.seviniyorum yarım sevinç yine yatma uyuma sebebi gelmiş diye kendimi kandırarahtan bağde süzmeyede üşenerekten yorganı çekerenkten mahmure..renkten renkten solmuştum bugünlerde diyerenkten..aynaya bakmak işkence gibi kışın dimi?yazın severdim birazcık o yansıyan yanlışları..yaz mevsimini aynada izlemekten severdim kendimden gayrı..yazın güneş gözüme aynadan yansıdığında gözüm en azından kör olurdu çünkü kırmızı tondaki realist kanlı dünya gibi görmeye başlardı..biraz sora ise beyaz olacak yine yerler ve ben üşeneceğim yürürken ayak sürümeden adım atmaya çalışmak zorunda kalıcam kardan izi yapmaktan sevinen insanları izlicem kara ilk ayak basan insan ünvanına sevinen aya çıkmış ilk insanların sevincinin çakması görüntüler. al sana epi topu kartopu oyununa 12 rahamını alnıma yazan silahşörler hedefi en çok kışın üzerimde isabet ettirebiliyorlar beni yere yıkan topu bu sene altına çevireceğim ...... yeni bir 2010 geldiğinde ardaşık şekilde mutlulukları ikiye katlamayı unutmasın rakamıyla hava atıyorsa diyorum..ya mutsuzluğu katlarsa ayvayı yemeye de artık üşeniyorum diyorum.aralık ayı annemin vefat ayı diye yeni gelen senelerdende pek bişey isteyemez oluyorum herkes bu ayda ümitle ocağa bakmak için kuşanırken..no-EL baba..olmayan elinle bana boş çıkan hediye paketlerini kucaklada getir ..çünkü ben yeni paketleride açmaya artık üşeniyorum...aklıma d-ÜŞENENsi bişeyler getirde yazılanlarımda bunca kelamdan sora manalarını bulmaya artık üşenmesin.. bana çalışkan gözlerinle bakıpta kendini kandırma ordaki şimdi sen üşenme gribi hepimizde yaygın bir hastalık değil mi? elfinsongs. tarih: k-aralık oy-yedi..

0 yorum:

Yorum Gönder

Blog List

Denemelere kısa yol

Foto imzalarım

kontrol amiri

tura

logos